31 Ağu 2009

En favori yurtdışı gezi sitesi

Bir yere geziye gitmeden önce o yerle ilgili bir sürü araştırma yaparım.. Hangi müzeleri var , hava sıcaklığı nasıl, nereleri gezilir, ulaşımı nasıl olur? vs vs..En favori yurt dışı gezi sitemi sizlere açıklıyorum. Başka sitelere bakmaya gerek kalmadan bu adresten birçok bilgiyi alabilirsiniz.İyi gezmeler. .

10 Ağu 2009

Nemrut Dağı

Nemrut Dağı'na 2008 yılının Eylül ayında gitmitik.
Dağa Kahta'dan giden iki ayrı yol var..Birincisi direk dağa gidiyor ki o yol hem asfalttı hem de daha kısaydı.. Diğeri ise biraz daha ıssız ve yolu daha uzundu. Fakat ikinci yol üzerinde de tarihi Cendere Köprüsü var ki o da görülmeye değerdi..
Biz hem ıssız olduğunu bilmediğimiz için, hem de Cendere Köprüsünü görmek istediğimiz için ikinci yoldan gittik.

Cendere Köprüsü Romalıların yapmış olduğu 2. en geniş kemerli köprü olma özelliğini taşıyor.Altından Cendere Çayı akıyor.Köprünün üstünde yürümenizi tavsiye ederim.
Daha sonra Nemrut Dağı Milli Parkı'na doğru yola devam ettik. Parkın sınırlarına girdikten sonra yol epey ıssızlaştı. Dağların arasından, yolun bir tarafı uçurum halde, etrafta sis, arabayla dağa kadar çıktık.

Dağın eteğine geldikten sonra tepeye biraz tırmanmanız gerekiyor.
Dağa çıkınca Nemrut'un yaptırmış olduğu heykelleri gördük. Kendini o zamanın inanılan Tanrılarıyla eş gören Nemrut, özellikle bu heykelleri ve kendi heykelini dağların en yüksek yerine yaptırmış ki, kendini de onlar gibi ulu göstermiş. Heykeller Apollon, Mitra,Helios,Hermes,Fortuna, Zeus,Oramesdes,Kral, Herakles,Ares..
Ayrıca Nemrut Dağı'nda güneşin doğuşunu yada batışını izlemenizi tavsiye ederim.Güneş sizden daha aşağıda doğup,daha aşağıda batıyor..
































Bulutlar bizden aşağıdaydı..

Kahramanmaraş - Şanlıurfa - Harran

2007 yazında eşimin memleketi olan Adıyaman'a gitmiştik. Orada kaldığımız sürede de etraftaki illeri gezelim dedik. Önce K.Maraş'a geçtik.
K.Maraş'ın hemen hemen her yerinde Kurtuluş Savaşı'ndaki kahramanlıklarını anlatan yazılar ve heykeller görmeniz mümkün. İnsan bir anda o günleri düşünüp, duygulanmadan duramıyor. Daha sonra tepedeki kaleye geçtik. Kaleden şehirin manzarasını izlemenizi tavsiye ederim.Tabii Maraş'a gelmişken meşhur Maraş dondurmasını yemeden de olmaz..
Şehrin söylenildiğine göre en iyi pastanesi Yaşar Pastanesi'ne gitmenizi tavsiye ederim.. Pastanenin iç dizaynı çok güzel..Savaş yıllarından kalan malzemeleri, eski çanakları, çömlekleri,ibrikleri.. duvarlara ve tavanlara asmışlar ..Baktığınızda bir tarih gözünüzde canlanıyor..Dondurmaya da gelince, tarifi yoktur herhalde..Çok lezzetli ve dakikalarca bıçakla kesmemize rağmen bile bir türlü kesemedik, o kadar sert :)













Daha sonra Şanlıurfa'ya geçtik..Bu üç şehir arası hemen hemen 1-1.5 saat arası..O yüzden kolayca ulaşabiliyorsunuz. Hem oralarda terör de yok, yani ulaşımı da güvenli.
Urfa'da öncelikle Balıklı Göl'ü gezdik. Çok güzel bir yapı.. Tepedeki Mancılık 'ı aşağıdan görebiliyorsunuz.
Biraz tarihinden bahsedeyim. Balıklı Göl'ün tepe kısmında 2 tane sutün bulunmakta.Bu sütunlara Mancılık adı veriyorlar. Bu sütunlardan ip gerilerek Hz. İbrahim'i aşağıdaki Balıklı Gölün olduğu yere (tabii o zamanlar orda ateş ve odunlar varmış) atmışlar..Hemen hemen herkes bilir..Ateş su oluvermiş, odunlar da balık..Bu yüzden de gölden balık yemek yasaktır..




































''Ey ateş, İbrahimin üstüne serin ve selamet ol''

Çok hoş yerler..Balıklı Gölün yanındaki çeşmelerden su da akmakta..İnsanlar bu suyun şifalı olduğuna inanıyorlar..O kadar ki oraya gideceğimi öğrenen bir hastam bile bana ordan su getirmemi istedi :)
Daha sonra Hz. Eyup Makamına gittik. Yaklaşık yarım saatlik sürüşle ulaşabiliyorsunuz. Hz. Eyup bilindiği üzere vücudunda bir dolu yaralar çıkmış, ama yine de Allah'a dua edip, hep sabretmiş bir Peygamber..Bu yüzden buraya gelip, şifa bulacağına inanan çok kişi var..


































Daha sonra da Harran Ovası'na gittik. Harran çok kuru,toprak bir yer..Çoğunlukla etrafta kerpiçten evler vardı..Yazın sıcaktan,kışın soğuktan korunabilmek içinmiş.. Harran'da eski tarihi üniversitenin olduğu bölgeye gittik..Bir de eski bir kerpiç evin model olduğu bir evi gezdik..
















5 Ağu 2009

Çektiğim Manzaralar..

Fotoğraf çekmeyi çok seviyorum..Özellikle manzaraları..Güneşin doğuşunu, batışını, yaprakların dökülüşünü,herşeyi ve tabi İstanbul'u...
Fotoğrafçılık kursuna gitmedim ama açıkçası dikiş ve yemek kurslarına gidersem,sonra ona da gitmeyi istiyorum :) (Önce diğer ikisini geliştirmeliyim)

Bence insan her yaşta yeni şeyler öğrenebilmeli, farklı şeyler yapmayı denemeli..Bildiğimiz şeyler bilmediğimiz şeylerin binde biri bile değilken, öğrenecek o kadar çok şey varken, yerimizde oturmamalı, zamanı boşa akıtmamalıyız..

Neyse bu kadar yazıdan sonra çektiğim bazı manzara resimlerini koyuyorum..Umarım beğenirsiniz :)










































































Berlin

Berlin'e geçen yıl eşimin kongresi sebebiyle gittik. 5 gün kaldık ve bu 5 günde gezmediğim yer kalmadı diyebilirim. Berlin'i çok sevdik. Şehirin içinden nehirler akıyor, her yer yemyeşil, trafik az (çünkü insanlar çoğunlukla bisiklet kullanıyor), tarihi eserleri çok,saymakla bitmez..
Yani ilerde orda yaşamayı düşünebiliriz..
Berlin'de akşam 5'ten sonra Almanlar genellikle nehir kenarlarında içkilerini içip ailece otururlarken, Türkler de aileleriyle yeşil alanlarda piknik yapıyorlardı. Berlin'de Türklerin pikniği o kadar benimsenmiş ki piknik yapan Almanlar bile vardı :)
Kısacası Berlin için küçük Türk şehri de diyebiliriz. Çünkü Türkler her yerdeler :)

Eşimle gittiğimiz günün ertesi günü o kongresine giderken, ben de elimde harita önceden internetten araştırmış olduğum yerleri gezmeye gittim. Ama nasıl gideceğimi bilmiyordum.. Sanırım bu cesaret (yani kaybolmama cesareti) bizde ailen gelen bişey.. Annem de Detroit'deyken herhangi bir otobüse binmiş, dönüşte yine aynı otobüse binip geri gelmiş..Hiç de düşünmemiş kaybolurmuyum diye :)

Nese çıktım yola, nasıl gideceğimi düşünürken yolda baktım iki kız Türkçe konuşuyorlar (dedim ya her yerdeler) onlara sordum.Sağolsun tarif ettiler ve gideceğim yere metroyla gidebilirsin dediler.
Metro istasyonuna gittiğimde ise bu sefer büyük sorun vardı ki metro düzergahında 5 tane ayrı yön vardı..Hangisine binecektim? Baktım bir tane gazete bayii , önünde de Hürriyet,Sabah vs var (Ama tabi emin olamadım Türk müdür diye) İngilizce biliyor musunuz diyip, nasıl gideceğimi sordum. Çocuk önce İngilizce anlattı sağolsun, sonra nerden geliyorsunuz dedi..Ben İstanbul diyince bu sefer Türkçe 'Neresinden' demez mi..Şasırdım tabii ve çok sevindim. Yurtdışında aynı milletten ,aynı dilden birini bulmak kadar güzel bişe yoktur herhalde ..Nese güzel güzel anlattı ve ordan ayrıldım.Sonraki günlerde zaten nerelere, nasıl gideceğimi haritan çıkardım..

Berlin çok güzel bir şehir..İşte bazı kareler.





Siegessaule ( şehirin özgürlük sembollerinden biri) Şehirin tam giriş kısmında..Çok hoş duruyor..


Schloss Bellevue...(Cumhurbaşkanı'nın Köşkü) Tam karşısında yeşillik alanda Türkler piknik yapıyorlar, tabii dumanları direk köşke gidiyor..Birkaç yıl önce bazı Almanlar orda piknik yapılmasının yasaklanmasını istemişler ama Cumhurbaşkanı yapsınlar,zararı yok demiş :)))

Bergama Müzesi..Bergama'daki tarihi eserlerin çoğu bu müzede..Aslında bildiğiniz üzere Bergama tarihi bizim topraklarımız üzerindeydi..Gezerken insan üzülmeden edemiyor.

Reichstag..Parlamento binası..Binanın içinin gezilmesine izin vermiyorlardı, sadece terası gezdik.Ama terası da çok güzel ve tarihi bir bina..



Neue Wache


Sinagog





Nazi Toplama Kampını gezdik. Gerçekten trajik bir kamp. İnsan yakma yerleri(üstte) ,kurşuna dizme yerleri, yeni icat ettikleri şeyleri insanlara denetikleri yerler, tıp adına insan katledilen yerler..Cidden kötü ama tabii şimdi İsrail'de bundan farklı şeyler yapmıyor o ayrı..Hepsi de insanlık ayıbı..

Kais-Wilhemn-gedachtnis Klisesi..Çok ihtişamlı

Berlin'de bulunan tek camii ..Şehire epey uzak..Bulana kadar 1-2 saat geçti..Ama görmeyi de istedik..Türklerin yardımıyla yapılmış bir camii..

Ferhsehturm..Tv kulesi..Çok yüksek..Tüm şehir ayaklarınızın altında.Alexanderplatz bölümünde
Nehirde tekne turu..Tavsiye ederim..Çok güzel..Biraz önce de yazdığım gibi Berlin'de çok nehirler var..

Franzosiche dom..Gendermarkt alanında...İçi müze olarak kullanılıyor.

Dom Aquaree. .Akvaryum..Baya büyük..Köpekbalıkları, çeşit çeşit balıkları birarada görmek mümkün..Hemde fonda çok dinlendirici müzik eşliğinde..



Deutsche HistoricaMuseum..Almanların kullandığı savaş malzemeleri, silahlar, ilk teknolojik eşyalar vs sergilenmekte..















Check Point Charlie..Berlin duvarı olduğu zamanlarda Ruslar ve Amerikalılar bu bölgede durup,geçişlere izin verirlermiş.



Brandenburg Kapısı..Berlin duvarı zamanında giriş kapısıymış..

Bizim Taksim Meydanı gibi ne zaman bir kutlama vs bişey olsa Berlin halkı orda :))


veee en beğendiğim yapı..Berliner Dom..Berliner Dom'u gezdiğim günü hala hatırlarım..Müzenin bir bölümünü gezerken görevli beni izliyordu..Bende alla allaa derken İngilizce nerde geliyorsunuz dedi..Ben İstanbul diyince bu sefer Türkçe Neresinden demezdi :)) Amca meğer Türkmüş..Nasıl da anlıyorlar Türk olduğumu hayret bişe..Nese amcayla uzun uzun konuştuk, Berliner Domun tarihini, Berlin'i anlattı..Çok sevindim.



Bode Museum içi..Müzeler bölgesinde 5-6 müze birbirine çok yakın..











Berlin Üniversitesi