29 Eyl 2009

Boston İzlenimlerine Devam..

Oturduğumuz yer Burlington'da..
Burlington şehirden biraz uzakta ama eşimin hastanesine çok yakın.. O yüzden şehire inmek için ya araba ya metro yada otobüsü kullanmam gerekiyor..
Daha şehire tek başıma inmedim ama yarın ineceğim artık..
Dün Burlington Mall'a (alışveriş merkezi) gittim..Gerçekten çok büyük bir yer..Bizim alışveriş merkezlerini düşünün onlar gibi, içinde bir dolu mağaza var.. Mağalarda söylenilen gibi fiyatlar o kadar da ucuz değildi..O yüzden biraz hayal kırıklığına uğradım diyebilirim..


Bath & Body'nin içerisi çok güzel kokuyor..İçinde bir sürü banyo jeli , spa malzemeleri ,vücut losyonları var ..Hepsi aramalı, meyveli..Çoğunu kokladım :)))
Hakkında çok birşey demeye gerek var mı? Secret işte, içerde bol bol gezdim..Oraya gitmişken birşeyler almadan edemezdim :)))
Hallowen Shop..içeride bir dolu cadı kıyafeti, maskeleri var..Hehe bir çoğunu takıp fotoğrafımı çektirdim..Çok eğlenceliydi..Cadı Meltem :))) Hallowen kutlamaları en güzel Salem denilen yerde oluyormuş..Belki onu görmek için o haftasonu Salem'e gideceğiz..Salem şehrin epey uzağında, daha kuzeyde..
Fiyatlar Burlington Mall'da pahalıydı ama bir gün önce şehrin 1 saat uzaklığında Wrentham Outlete gittik ki orada fiyatlar gerçekten çok iyiydi.. Bildiğimiz her mağazanın (Adidas, Nike, Converse, Nine West, Calvin Klein,DKNY,...) outleti var. Adidaslar 35 dolardı mesela, Converseler 20 dolar, Nine West çantalar 40 dolar vs.. Hepsi de çok şıklardı.. Sanırım buraya daha çok gideceğiz :))
Yine izlenimlerime devam edeyim.

Burdaki tuvaletler çok ilginç , içerisi gözüküyor..Yani kapıların hep bir aralığı var..Önceleri stres oluyorsun fln ama sonra alışıyorsun ne yapıcaksın.. Adamlar rahat, utanacak birşeyleri yokmuş..Bizim orada olsa hemen görevliye söyleriz, ikaz ederiz dimi? Doğrusu da o bence..
Mağazalara girdiğinizde hemen görevliler 'merhaba, bugün nasılsınız' diyorlar.. Çok hoş bir karşılama..Sonra kasada 'Sizin canınızı sıkan birşey oldu mu ' diye soruyorlar..
Kasadaki görevliyi dakikalarca tutsan bile oflayıp puflamıyor..Mesela Adidas'ta bir alana ikinicisi %50 indirimliydi..Biz önce pahalıyla ucuzları geçirmişiz (tabii ucuz olanların yarısı gidecekti) , sonra anladık hatamızı, bunu iptal edelim dedik pahalıyla pahalıyı geçirelim dedik..Tüm işlemleri iptal etti, 3 seferde kasayı kapattı etti, yine de yüzü hiç asılmadı..Hele sırada bekleyenlerin hiçbiri ' hadi, ne bu böyle, kaç dakikadır uğraşşıyorsunuz' demedi..Yani anlayış herkes de çok fazla..Umarım bizde de böyle olur..
Gelelim marketlere..Yanınızda mutlaka İngilizce sözlük bulundurun..Mesela yufkanın ne olduğunu hatırlamadığımız için bir türlü bulamadık.. Bir de ürünler bizimkilerden biraz farklı.. Şekerler pudra şekeri gibi, bulgurlar daha farklı ama alışıyorsunuz..

Bu arada ben de İstanbuldayken çalışıyorum diye ya kayınvalidemden yada annemden yemek aşırıyordum :)) Yani 'Aaa anne yemek mi var ben bunu eve götüreyim yarın yeriz' derdim şimdi tüm yemekler bana kaldı.. Aslında bir bakıma iyi oldu çünkü yemek yapmayı geliştiriyorum.. İnsanın biraz annelerinden uzaklaşması gerekiyormuş :)
Gelelim neler yaptığıma... Brüksel lahanası burda marketlerde çok var..Portakal ağacının
şu tarifinden yararlanarak çok güzel yemek yaptım..

Birde markette bir türlü irmiğin ne olduğunu bulamadığımızdan Cream of Wheat denilen birşey aldık.. Hala tam emin olamasam da irmik sanırım :)) Bununla ne yemek yapılır diye internete baktığımda şu tariften helva yapabileceğimi gördüm.. Böylece helva da yaptım..
Tabii başka yemeklerde yaptım ama bu ikisini tariflerden yaptım.
.
Bu arada buradaki favori içeceğim şu anda aşağıda fotoğrafı bulunan sıkma portakal suyu..Hem o kadarı 4 dolar..

27 Eyl 2009

Boston'dan Selamlar




Merhabalar, birkaç gündür yazamadım..Malum aktarmayla beraber yaklaşık 15 saatim yolda geçti..Epey yorucu bir yolculuk olmuşsa da en sıkıcı kısmı 8 saat uçakta tıkılı kalmaktı :) Yanıma da hiç konuşmayan Amerikalı bir hanım oturunca hepten sıkıldım..Kendimi bol bol kitaba verdim..

Neyse gelelim deneyimlerime..


Kalıcak yer...Boston'da Long Staying Hotel denilen oteller var.. Yani temelli kalmayı düşünmeyenler ve kısa süre kalıcak olanlar için bence çok ideal..İçinde mutfağı, mikrodalga fırını,büyük buzdolabısı, tabağı çanağı ne ararsanız var.. İnterneti bir seferde 5 dolar verip kalana kadar sınırsız kullanma hakkınız var..Ayrıca haftada bir odanızı ücretsiz temizliyorlar (her gün isterseniz günlük 2 dolar) ..Otelin en alt katında da çamaşırhanede çamaşırlarınızı yıkayıp kurutma makinasında kurutabiliyorsunuz..Yani küçük bir ev gibi çok kullanışlı..Aylık fiyatı ise 850 dolar..Bu fiyat Boston gibi pahalı bir şehir için gerçekten çok ideal..


Yiyecek...Boston'da hemen hemen her tadı bulmanız mümkün..Ama bazı tadları bulmanız zor olabiliyor..Mesela çaydanlık ve çay.. Benim için demleme çaydan hariç çay olmadığından ve buralarda genelde sallama çay olduğundan bavuluma ilk koyduğum yiyecek maddesi çay ve çaydanlık oldu.. Birde Türk Kahvesi.. Gerçi Turkuaz Market'te (tek Türk Marketi) bunlar varmış ama olsun riske atamazdım :)

Burada yine bulamayacağız tadlardan biri zeytin..Vakumlanmış zeytin getirmenizi tavsiye ederim.. Çünkü genelde burada zeytin ezmesi kullanıyorlar ki Turkuaz'da bile zeytinin konservesi vardı..Yani bizim zeytinlerin yerini tutmazlar.. Birde vakumlanmış peynirler :)) Buradaki peynirler genel olarak krem halinde yani bizim kalıp peyniri bulmanız imkansız gibi birşey..Ben birkaç çeşit peyniri vakumlayıp getirdim..Tam evden çıkacakken bavula koydum genele kadar bozulmadı çok şükür..Gelince de direk buzdolabına attım..
Tabi bunları bavulda sokmak çok büyük bir risk..Şüphelenip bavulunuzu açarlarsa hepsi gider, bir de ülkeye girmeden önce 3 yerde bavulunda yiyecek vs var mı diye soruyorlar ve sende hayır diyorsun ki sonrasında açığa çıkarsa çok kötü olur..Adamların üstüne bildiğim her duayı okuyup geçtim hepsinden neyseki açmadılar bavulları :)))

Gelelim alışveriş merkezlerine yani Mall'lara..Daha bir tanesini gezebilmiş olsam da fiyatlar denilen kadar ucuz değil..Gerçi birkaç outlet varmış onları vakit buldukça gezeceğim..Güzel şeyler bulursam buraya da yazarım..


Bankaya gelince...Ben gelirken paramı yanımda getirdim..Tabii yandan çapraz askılı bir çantayla yol boyu gelmeniz ve çantayı üstünüzden çıkarmamanız tavsiye olunur..Sonuçta çaldırma riskinizde olabilir (Allah korusun).. Buraya geldiğimizde ise Bank of Amerika'da hesap açıp parayı oraya yatırdık..Kredi kartı gibi her yerde kullanabileceğiniz bir kart veriyorlar ki böylece parayı yanınızda taşımamış oluyorsunuz.. Onu istemezseniz Türkiye'deki Citybank'tan da bir hesap açabilir oraya yatırabilirsiniz, tabii paranızı çekerken bankanın belli miktarını kestiğini unutmayın..
Ulaşım..İnternette rental car diye yazınca bir site açılıyor..Bu siteden istediğiniz tarihler arasında araba kiralayabiliyorsunuz..Yaklaşık aylık fiyatı herşey dahil (sigorta vs) 850 dolar..Tabii araç kiralayacaksınız mutlaka GPS de bulundurmalısınız..Çok büyük bir kolaylık..Onlarında fiyatı 109 dolar

Ve gelelim 2 günde gezdiğim yerlere..
Bir şehire gitmeden önce mutlaka o şehir hakkında kitapçık alan ve internetten haritasını indirip araştıran ben yine buraya gelmeden önce turistik haritayı çıkarmıştım.. Böylece nerelere gitceğimi bilerek daha rahat plan yaptım..

Havalar çok soğumadan, eylül sonu ekim başına kadar süren soğuk sulardan sıcak sulara geçen balinaların geçişlerini gösteren tura katıldık.. (Whale Watching) Önce şehirden Atlas Okyanusuna doğru hızlı gemiyle açıldık..(Bu arada yola çıkmadan önce bulantı hapı almanızı önemle tavsiye ederim..Çünkü kıyıdan açıldıkça dalgalar çok büyüyor ve gemi durmadan sallanıyor.. )
İyice açıldıktan sonra üç büyük balina gördük..Hayatımda ilk defa balina gören biri olarak muhteşemlerdi diyebilirim..Nasıl büyükler anlatamam..Herhalde bir daha da böyle birşey göremem..
Balina turunu katılmadan önce internetten rezervasyon yaptırmanız gerekiyor..Tura Long Wharf'tan katılınıyor

Daha sonra yine aynı yerde bulunan New England Aquarium'a gittik..Burası büyük bir akvaryum..Her türlü deniz canlısını burada görebilirsiniz..


Şimdilik bu kadar..Herkese sevgiler..

24 Eyl 2009

Fotoğraflarla Oynayın, Eğlenin..


Resimlerle ilgili çok hoş iki site..

Birincisi, sevdiğiniz resimlerin arka fonunu yada temasını değiştirmek isterseniz buyrun buraya tık tık..




İkincisi de kendinizi yada sevdiğiniz birinin resmini kara kalem yada çizgi filmmiş haline getirebilmek için buyrun buraya tık tık..

7 Eyl 2009

Bavul Hazırlamadan Önce..


İnternette gezerken Tülin Şahin'in web sitesini gördüm..Mankenler içinde hem hanımefendiliği hem de çalışkanlığıyla beğendiğim birisi..Çok çalışıyor, herşeye yetişmeye çalışıyor.. Ne güzel!
Sitede çok hoş bilgiler var..En çok beğendiğim bavul hazırlamadan önce dikkat edilmesi gerekenlerle alakalı yazısı.. Bir çoğunu biliyor olsakta bazı bilgiler çok yeni.. Buyrun buradan okuyabilirsiniz..