Detroit'in en önemli özelliği, Henry Ford'un 1892 yılında ilk motorlu aracını üretip, 1908 yılında herkese ulaşılabilir kıldığı şehir olmasıymış.. Bu yüzden de Detroit'e araba endüstrisinin başkentidir diyebiliriz.. Zaten yukarıda gördüğünüz uzun binalar da General Motors'a ait..
Detroitin merkezi zenci ve evsiz nüfusunun çok olduğu bir yer.. O kadar çok kişiden buranın güvensiz bir yer olduğunu duyduk ki açıkçası arabadan inip tek tek binaları gezemedik.. Zaten sürdüğümüz yol boyunca sokakta tek normal kişi yoktu diyebilirim..O yüzden buralara geldiğiniz zaman dikkatli olmanızı, karşıdan serseri ya da evsiz tipli biri geldi mi yolunuzu direk değiştirmenizi öneririm.. Gerçekten abartı değil bu..
Fakat buna karşın Detroit'in yakınındaki banliyo denilen ama görünüşüyle banliyolara hiç benzemeyen yerler hem çok daha güvenli hem de refah seviyesi daha yüksek.. Bizim kaldığımız yer de bunlardan biri olan Royal Oak.. (ama kaldığımız otel, ne yazık ki alışveriş merkezlerine uzak olduğundan, dışarı arabasız çıkamıyorum :) )
Neyse, downtown Detroit'te yukarıda gördüğünüz General Motors binalarının yanı Renaissance Center olarak geçiyor.. Burada bulunan siyah çelik ve gölgeli aynalı kule grubunda yer alan silindir biçimindeki Westin Hotel buranın en güzel yapıtlardan biri.. Lobisinde göl var :) Buranın en üst katında güzel bir yemek yiyip, Detroit'i hatta Kanada'yı görebilirsiniz..
Detroit, Kanada ile sınırı olan bir şehir.. Kanada ile Detroit Nehri ile ayrılıyorlar.. İki ülke arasında yine Niagara Şelalelerinde anlatmış olduğum gibi bir köprü ve köprülerin başında sınır kapıları var.. Burdaki köprünün adı ise Ambassador Bridge..
Eğer GPS'iniz varsa ve mesela beni en yakın Türk lokantasına götür diye aratmışsanız GPS'niz sizi Kanada'ya götürüyor olabilir..O yüzden özellikle sınırlara yakın yerdeyseniz GPS'ler başka ülkelerin toprağı demeyip her yeri yol bilip öyle çalışıyorlar.. Çok dikkat etmeniz gerekiyor, her an kendinizi başka ülkede bulabilirsiniz :))
Ayrıca şehri etraflıca görmek isteyenler için, yukarıdan giden küçük tranvaylara binmenizi öneririm, böylece tek bilete tüm şehri gezmiş olursunuz..
Detroit'te gezebileceğiniz diğer güzel yerlerden biri Belle İsle.. (Belle adası).. Buraya Douglas MacArthur Bridge ile ulaşabiliyorsunuz..Hem burası merkeze göre çok daha güvenli..
Kahvaltılıklarınızı alıp adada güzel bir kahvaltı yapabilirsiniz.. Adada bu mevsimde yiyecek ve içeçek satan bir yer çok olmadığından yanınıza birşeyler almanızı öneririm :)
Belle Isle'da yapabileceğiniz aktivite çok.. Saati 5 dolara golf oynamayı öğrenebilirsiniz mesela :) Adada bir sürü golf oynama yeri var.. Ayrıca hayvanat bahçesini, akvaryumu ,model gemi sergisi olan Dossin Great Lakes Museum'u da gezebilirsiniz..
Sağ taraf ABD, sol taraf Kanada..Ne kadar yakınlar değil mi :) Aradaki köprü de Ambassador Bridge..
Belle İsle'den Detroit..
Belle Isle'de yazları göle girebilmek ve güneşlenebilmek için sahil var :)
Golf kursları..
Belle İsle'den Detroit..
Belle Isle'de yazları göle girebilmek ve güneşlenebilmek için sahil var :)
Golf kursları..
Ayrıca değişik bir şeyler yemek isteyenler için şehrin birçok yerinde görebileceğiniz Mongalian Grill'ler var.. Kendin pişir kendin ye'ye benzese de burası daha çok sen seç biz pişirelim yeri :)
Etrafta bir sürü malzemeler ,etler ve sebzeler var.. Sen istediklerini tabağına seçip, saçın yanına götürüyorsun ve onlar pişiyorlar..Eğlenceli gözüküyor :)Ama tabii eşim Adıyamanlı olunca ve ağız tadına çok düşkün olunca biz burada yemeğimizi yemedik.. Biz şehirde döner ve kebapçı aradık :)))
Aslında bu konuda Detroit güzel bir şehir çünkü Detroit'de çok fazla Arap ailesi var.. Evet yanlış duymadınız..Hatta bazı yerlerde Arap mahalleleri bile var.. Bu yüzden de etrafta çok fazla Arap Restoranı var.. Buralarda da kebaptan bol ne bulabilirsiniz öyle değil mi :)) Arapların en ünlü yemeği Falafel.. Değişik bir tadı var deneyebilirsiniz.. Onun dışında menülerde bizden kelimeler bulmak çok güzeldi...Taavvuk sandwich , yada kafta shish gibi :)) Yine ne varsa Türk mutfağında var, öyle değil mi : )) Genel olarak Türküz diyince gözlerinin içi gülen ve sevinen insanları görmek çok güzeldi..
Detroit'in merkezi böyle..
Buraya 15 dakikalık mesafede bulunan Dearborn'daki Henry Ford Museum ve Greenfield Village'ı mutlaka gezmenizi öneririm..Orayı da bir sonraki yazımda anlatacağım..
2 yorum:
Sen bunları yaz yaz ben burada baktıkca ah ah çekeyim :P
ehehe canım amacım bu değil gerçekten :)umarım sende en kısa zamanda gidersin bu yerlere..amacım yeni yerleri tanıtmak sadece :)
Yorum Gönder