27 Eyl 2009

Boston'dan Selamlar




Merhabalar, birkaç gündür yazamadım..Malum aktarmayla beraber yaklaşık 15 saatim yolda geçti..Epey yorucu bir yolculuk olmuşsa da en sıkıcı kısmı 8 saat uçakta tıkılı kalmaktı :) Yanıma da hiç konuşmayan Amerikalı bir hanım oturunca hepten sıkıldım..Kendimi bol bol kitaba verdim..

Neyse gelelim deneyimlerime..


Kalıcak yer...Boston'da Long Staying Hotel denilen oteller var.. Yani temelli kalmayı düşünmeyenler ve kısa süre kalıcak olanlar için bence çok ideal..İçinde mutfağı, mikrodalga fırını,büyük buzdolabısı, tabağı çanağı ne ararsanız var.. İnterneti bir seferde 5 dolar verip kalana kadar sınırsız kullanma hakkınız var..Ayrıca haftada bir odanızı ücretsiz temizliyorlar (her gün isterseniz günlük 2 dolar) ..Otelin en alt katında da çamaşırhanede çamaşırlarınızı yıkayıp kurutma makinasında kurutabiliyorsunuz..Yani küçük bir ev gibi çok kullanışlı..Aylık fiyatı ise 850 dolar..Bu fiyat Boston gibi pahalı bir şehir için gerçekten çok ideal..


Yiyecek...Boston'da hemen hemen her tadı bulmanız mümkün..Ama bazı tadları bulmanız zor olabiliyor..Mesela çaydanlık ve çay.. Benim için demleme çaydan hariç çay olmadığından ve buralarda genelde sallama çay olduğundan bavuluma ilk koyduğum yiyecek maddesi çay ve çaydanlık oldu.. Birde Türk Kahvesi.. Gerçi Turkuaz Market'te (tek Türk Marketi) bunlar varmış ama olsun riske atamazdım :)

Burada yine bulamayacağız tadlardan biri zeytin..Vakumlanmış zeytin getirmenizi tavsiye ederim.. Çünkü genelde burada zeytin ezmesi kullanıyorlar ki Turkuaz'da bile zeytinin konservesi vardı..Yani bizim zeytinlerin yerini tutmazlar.. Birde vakumlanmış peynirler :)) Buradaki peynirler genel olarak krem halinde yani bizim kalıp peyniri bulmanız imkansız gibi birşey..Ben birkaç çeşit peyniri vakumlayıp getirdim..Tam evden çıkacakken bavula koydum genele kadar bozulmadı çok şükür..Gelince de direk buzdolabına attım..
Tabi bunları bavulda sokmak çok büyük bir risk..Şüphelenip bavulunuzu açarlarsa hepsi gider, bir de ülkeye girmeden önce 3 yerde bavulunda yiyecek vs var mı diye soruyorlar ve sende hayır diyorsun ki sonrasında açığa çıkarsa çok kötü olur..Adamların üstüne bildiğim her duayı okuyup geçtim hepsinden neyseki açmadılar bavulları :)))

Gelelim alışveriş merkezlerine yani Mall'lara..Daha bir tanesini gezebilmiş olsam da fiyatlar denilen kadar ucuz değil..Gerçi birkaç outlet varmış onları vakit buldukça gezeceğim..Güzel şeyler bulursam buraya da yazarım..


Bankaya gelince...Ben gelirken paramı yanımda getirdim..Tabii yandan çapraz askılı bir çantayla yol boyu gelmeniz ve çantayı üstünüzden çıkarmamanız tavsiye olunur..Sonuçta çaldırma riskinizde olabilir (Allah korusun).. Buraya geldiğimizde ise Bank of Amerika'da hesap açıp parayı oraya yatırdık..Kredi kartı gibi her yerde kullanabileceğiniz bir kart veriyorlar ki böylece parayı yanınızda taşımamış oluyorsunuz.. Onu istemezseniz Türkiye'deki Citybank'tan da bir hesap açabilir oraya yatırabilirsiniz, tabii paranızı çekerken bankanın belli miktarını kestiğini unutmayın..
Ulaşım..İnternette rental car diye yazınca bir site açılıyor..Bu siteden istediğiniz tarihler arasında araba kiralayabiliyorsunuz..Yaklaşık aylık fiyatı herşey dahil (sigorta vs) 850 dolar..Tabii araç kiralayacaksınız mutlaka GPS de bulundurmalısınız..Çok büyük bir kolaylık..Onlarında fiyatı 109 dolar

Ve gelelim 2 günde gezdiğim yerlere..
Bir şehire gitmeden önce mutlaka o şehir hakkında kitapçık alan ve internetten haritasını indirip araştıran ben yine buraya gelmeden önce turistik haritayı çıkarmıştım.. Böylece nerelere gitceğimi bilerek daha rahat plan yaptım..

Havalar çok soğumadan, eylül sonu ekim başına kadar süren soğuk sulardan sıcak sulara geçen balinaların geçişlerini gösteren tura katıldık.. (Whale Watching) Önce şehirden Atlas Okyanusuna doğru hızlı gemiyle açıldık..(Bu arada yola çıkmadan önce bulantı hapı almanızı önemle tavsiye ederim..Çünkü kıyıdan açıldıkça dalgalar çok büyüyor ve gemi durmadan sallanıyor.. )
İyice açıldıktan sonra üç büyük balina gördük..Hayatımda ilk defa balina gören biri olarak muhteşemlerdi diyebilirim..Nasıl büyükler anlatamam..Herhalde bir daha da böyle birşey göremem..
Balina turunu katılmadan önce internetten rezervasyon yaptırmanız gerekiyor..Tura Long Wharf'tan katılınıyor

Daha sonra yine aynı yerde bulunan New England Aquarium'a gittik..Burası büyük bir akvaryum..Her türlü deniz canlısını burada görebilirsiniz..


Şimdilik bu kadar..Herkese sevgiler..

2 yorum:

lezzettabağı dedi ki...

Canım çok güzel anlatmışsın,sanki ben de seninle gezdim oraları.Ailenden,memleketinden ayrılmak zor değil mi?Olsun,ilk fırsatta yine gelirsin umarım!

İSTANBUL'DAN AMERİKA'YA..İKİ AYAKLI DÜNYAM, BİR ORADA BİR BURADA.. dedi ki...

:)) teşekkür ederim..amerikaya gitmeden önce herkesin kafasında sorular oluyor, biraz olsun cevaplamaya çalıştım işte..bende bunları sorarak ve yaşayarak öğrendim..
memleketimden ayrılmak zor ama açıkçası burayı sevmeye başladık..insanları daha bi insancıl,daha medeniyet görmüş, yolda yürürken bile geçmen için duruyorlar , dilencisi bile sana yolda yapışmıyor korkutmuyor, trafikte seni sıkıştıran, sol şeritte hıphızlı gidip seni korkutan, arkadandan durmadan selektör yakan yok..insanlar birbirine hergün her yerde selam veriyorlar,havası temiz, çalıştığın paranın hakkını alıyorsun, hocalar benden daha çok mu biliyosun sen , hadii git burdan demiyorlar, bilgine saygı gösteriyorlar ve bilmen hoşlarına gidiyor.. yani belki ilerde burda bile yaşayabiliriz..